Spor Yaralanmaları

Spor Yaralanmaları

Spor yaralanmaları, kemik dokuları da etkileyen kırıklar gibi sorunlara yol açabilmekle birlikte pek çoğu kas iskelet sistemindeki kemik dışındaki elemanları etkileyen yaralanmalardır. “Yumuşak dokular” olarak adlandırılan bu yapılar, kas, tendon, bağ, faysa, eklem kıkırdağı, menisküsler, cilt ve cilt altı dokular gibi yapılardır.

Etkilenen bölgeler yapılan sportif aktiviteye göre genellikle bel ve boyun bölgeleri, kalça, diz, ayak bileği bölgeleri ve omuz, dirsek, el bileği bölgeleridir.

Genellikle viskoelastik yapıdaki kas, tendon ve bağlar tüm sportif aktivitelerde içsel ve dışsal travma riski ile en çok karşı karşıya kalan yumuşak doku elemanlarıdır. Sportif travma, tek ve büyük bir özellikte “akut” olabileceği gibi, küçük ve tekrarlayan nitelikte ya da aşırı kullanım yaralanmaları şeklinde de olabilir. Özellikle dinlenmenin yetersiz kaldığı durumlarda doku yenilenmesine fırsat kalmadığından, tekrarlayan yük ve kullanım, yaralanmanın birincil nedeni olabilir.

Yaralanmaların birçoğuna kanama ve enflamasyon (yangı) eşlik edebilir. Vücut yapısının uygun olmaması, yetersiz ısınma ve germe, yetersiz ekipman, aşırı yüklenme ve yorgunluk, beslenme bozukluğu, çevresel faktörler ve zemin bozuklukları, önleyici tedbirlerin alınmaması (bacak koruyucu, kask, ağızlık kullanılmaması gibi) yaralanmanın en önemli nedenlerdir.

Tedavide ağrıyı ve enflamasyonu azaltmak, hematom oluşumunu engellemek, oluşan hematomun çözülmesini sağlamak, kasta oluşabilecek yapışıklıkları önlemek en temel hedefledir. Akut dönem tedavisinin ardından yaralanma şiddetine, bölgesine ve zamanına göre, farmakolojik tedaviler, enjeksiyon tedavileri, egzersiz tedavileri, fizik tedavi ve sportif rehabilitasyon yaklaşımları ile tedaviyi planlamak önemlidir.